Hürdüşünen, agnostik ve ateist arasındaki fark nedir?
Agnostikler, [Tanrı’nın varlığı hakkında] asla emin olamayacaklarını, bunun ispatlanamaz bir şey olduğunu söyleyenlerdir. Ve haklılardır da. Ateistler de aynısını söyler, ama onlar muhtemelen bunun (çn. Tanrı’nın var olup olmadığı hakkındaki şüphelerinin) sonunu ‘hayır’ olarak getireceklerdir. Hürdüşünen ise dine bağlı kalmadan düşünen insandır.
Hürdüşünen Tanrı’ya mı inanmaz, yoksa inanmadığı sadece din midir?
Hürdüşünmek dine inanmadığın anlamına gelir, ama bu illa ki Tanrı’ya inanmıyorsun demek değildir. Ben dine gerçekten de inanmıyorum. Din çocuklara çok kötü davranıyor.
Mesela nasıl?
Biz ateist toplantıya gittiğimizde, orada bir adam 15 yaşında beyin tümörlü bir kızdan bahsetmişti. Annesi modern bilime inanmadığı için, tümörü kızdan almamışlar, o yüzden de kız ölmüş. Annesi Tanrı’nın tümörü iyileştireceğine inanmış sadece.
Neden bir ateist toplantıya gitmeye karar verdin?
Farklı hürdüşünenlerle tanışmanın ve onların dünya hakkında ne düşündüklerini görmenin ilginç olacağını düşündüm. Sadece zihinsel merakımın peşinden gitmek istedim.
Eğer birisi seni bir Hristiyan, Budist veya Hari Krişna toplantıya davet etseydi, gider miydin?
Muhtemelen... [Bunu] farklı inanışlarda tecrübe etmek isterdim. Neye inanıyorlar ve bu mantıklı mı değil mi görmek isterdim.
İnsanların iyiyi kötüden ayırt etmelerinde dinin rolünün ne olduğunu düşünüyorsun?
Dinin, çocuklarını terbiye etmenin bir yolu olduğunu düşünüyorum. Onlar için dünya din olmadan bir şekilde korkutucu çünkü ne olup biteceği hakkında fikirleri yok.
Bir din nasıl mantıklı/akla uygun olur?
Eğer biri [bir dini inanışı] sorgular ve basitçe ‘bunun doğru olduğunu nasıl biliyorsun?’ diye sorarsa, rahip ona ‘Çünkü bu İncil’de var, değil mi?’ der. Her şey İncil’in etrafında döner. Bazı insanlar ‘Eğer İncil’de yazıyorsa doğrudur, tamamen doğrudur’ diye inanıyorlar. Eğer ben bir şeye inanmaya karar veriyorsam, daha başka kanıtları olmalı.
Din olmadan çocuklar iyiyi kötüden nasıl ayırırlar?
Şahsen bence onlara bu yolda aileleri rehberlik edebilir. Ki eğer aileleri doğru yetiştirilmişse, çocuklar açık zihinli olabilir, eğlenebilir ve güvende olabilirler.
Dini açıdan oldukça muhafazakar bir yer olan Teksas’ta yaşadığını düşünürsek, seninle Christopher Hitchens arasında geçenleri insanların bloglarında yazması seni korkuttu mu?
Biraz korkutucu olduğunu düşünüyorum. Çünkü bazı insanlar din yüzünden fena halde incitilebiliyorlar. ABD’de bir sürü ateistin başına geldi bu, bu çok açık. Sözlü ve fiziksel olarak.
Neden Hitchens’e bir soru sormanın önemli olduğuna karar verdin?
Çünkü farkettim ki Hitchens çok akıllı bir adam ve ölmek üzere. Onun dünya hakkındaki bilgisi boşa gitmemeli ve birisi onun başlattığı şeyi devam ettirmeli diye düşündüm.
Ölünce nereye gidecek peki?
Hiçbir yere.
Hitchens soruna umduğun şekilde cevap verdi mi?
Evet. Bana karşı çok dürüst ve çok ama çok kibardı. Bence bütün yetişkinler çocukları yanıtlarken onlara karşı dürüst olmalı ve onları ciddiye almalı. Çocuklar da insan. Özellikle yetişkinlerin bir şeyi benim için basite indirgemelerinden nefret ediyorum.
Sana bir yetişkin gibi davranılmasını mı tercih edersin?
Bunun iyi mi kötü mü bir şey olduğuna emin değilim. Ciddiye alınmayı seviyorum, ama yetişkin olmaya hazır değilim. Vergi vermek istemiyorum, aslında bunu hiç istemedim.
Peki sen şimdi ateist misin, agnostik mi, hürdüşünen mi?
Henüz inancıma karar verdiğimi söyleyemem. Etrafımı gözlemleyeceğim ve özellikle hoşuma giden bir din var mı diye bakınacağım. Ama eğer hür düşünen olmaya karar verirsem, büyük olasılıkla öyle olacakmış gibi ya… Sadece mantıklı bir şey ifade etmesini istiyorum.
Hitchens’in söyledikleri ya da yazdıklarında hemfikir olmadığın şeyler var mı?
Hitchens’ı okumadım. Henüz 9 yaşındayım.
Eskiden bir Hristiyan okuluna gidiyormuşsun. Oradaki dersler hakkında ne düşünüyorsun?
Montessori eğitimi٭ yapan bir Hristiyan okuluydu. Aslına bakarsanız tüm yapılan kuleler, parlak aynalar inşa etmek ve kahvaltılık gevrek yemekti. Tanrı ve İsa, gökkuşağı ve sevimli tavşanlar hakkında şarkılar söylerdik. Tavşanları o kadar dert ettiğim yoktu.
Bir dinin mantıklı olmasını beklediğini söylemiştin. Hiç İncil’in öğretilerini inceleyip, kendi kriterlerinle değerlendirmeyi denedin mi, mantıklı geliyorlar mı?
Bence bir şeyleri sorgulamak çok iyi bir şey, yetişkinler de bütün yaşlardaki çocuklar da inandıklarını sorgulamalı... Şahsen ben Adem ile Havva’nın hikayesini gerçekten saçma buluyorum. Cennet Bahçesi diye bir şey olduğunun kanıtı nerde? Tanrı’nın kadın ve erkeği yaratıp, meyvelerini yemekten men ettiği bir hikmet ağacı verdiğinin kanıtı ne? Bu bir çocuğa ‘tezgâhtaki kurabiyeleri yeme!’ demek gibi bir şey. Bunu yapacağını biliyorsun, o kurabiyeyi yiyecek.
Eğer insanlar bu röportajı okuyup sana yanıldığını söylerlerse, onlara nasıl cevap verirsin?
O insanlar kendi inançlarının takipçisi. Budistlerin bir Buda’nın olduğuna inanması gibi, Hristiyanlar da bir Mesih’in olduğuna inanmaya meyilli. Pastafaryanlar da bir Uçan Spagetti Canavarı olduğunu düşünmekte serbestler. Ben bir pastafaryanım.
Burada olmamızın sebebi ne sence? Buraya nasıl ulaştık?
Evrimle. Çok küçük mikroskobik hücrelerden evrildik. Onlar daha büyük hücreleri oluşturdu, bu da ilk balığı ortaya çıkardı, o yavaşça sürüngene evrildi, sürüngenlerden de dinozorlar oluştu. Sonra bir nevi her şey yeniden başladı ama bu sefer ilk memeliyi oluşturmak üzere farklı bir yol aldı. O da Australopithecus afarensis dediğimiz şempanze benzeri canlı haline geldi. O yavaşça evrilerek Homo habilis oldu, o da evrilerek Homo erectus. Neanderthaller ve Cro-Magnon insanlar bugünkü halimize gelen yolu açtılar. (Bu noktada ailesine dönüyor: ‘İyi gittim mi?’ Ve her şeyi Fransızca’ya çeviriyor.)
Bunlar, yetişkinlerin zihninde büyük yer kaplayan sorular. İnsanlar şunu bilmek isteyebilir: Neden 9 yaş düşünceleriyle meşgul değilsin? Neden sadece çocukluğun tadını çıkarmıyorsun?
Tadını çıkarıyorum. Bununla ilgili biraz şaşırmış durumdayım. Bence inançları sorgulamak 9 yaşındaki biri için faydalı bir şey, çünkü 9 yaşındakilerin çoğu yuvadan uçma yolunu yarılamışlardır. Bu, bir şeyleri, inançları sorgulamaya başlamak ve dünya hakkında çok şey bilen iyi insanlar olmak için iyi bir zaman.
Peki inançlarını sorgulamadığın zamanlarda, eğlenmek için neler yapıyorsun?
Şarkı söylemeyi severim, dans dersleri alıyorum, kitap okumayı da severim. Yüzmekten ve paten kaymaktan da hoşlanıyorum.
Neler okumaktan hoşlanıyorsun? Hitchens’a sorduğun soru kitaplar hakkındaydı...
Harry Potter serisinin yedinci kitabındayım. Phillip Pullman’ın The Golden Compass serisini de seviyorum, ki bu seri aslında Aslan, Cadı ve Dolap kitabına cevaben yazılmış gibi.
O kitabı seviyor musun?
Evet, tüm dini metaforlara rağmen, gerçekten de iyi bir hikâye... Aslan’ın kendisini taş masa üzerinde kurban etmesi, İsa’nın çarmıha gerilmesine benziyor. Robert Graves’in yazdığı Yunan mitlerini seviyorum. Meg Cabot’un ‘Ali Finkel’in Kızlar İçin Kuralları’nı da seviyorum. Bu kitap Ali Finkel adında 9 yaşında bir kız hakkında. Bu kız bir hamle yapmak istiyor ama en yakın arkadaşı buna tamamen karşı ve onu engellemeye çalışıyor. Kız da bazı kurallar koyuyor. Kitap bir bakıma hayatta kalmak ile ilgili.
İnsanların kurallara mı ihtiyacı vardır?
Evet.
Bazıları dinin sadece bir kurallar bütünü olduğunu iddia eder?
Bana daha çok tapınmakmış gibi geliyor.
Öyle elbette ama aynı zamanda bir kurallar bütünü de. Mesela Yahudiler kabukluları ya da çift tırnaklıları yememeleri gerektiğine inanıyor. Müslümanlar günde beş vakit namaz kılıyor. Hristiyanlar içinse, bazı kurallar geçerli bazıları değil. İşte bu yüzden dinin insanlara doğruyla yanlışı ayırt etmede yardımcı olup olamayacağını sordum.
Ben dinin bir kurallar bütünü olarak nitelendirilebileceğine inanmıyorum. Biliyorum ki insanlar dine inanıyor ve yalnızca iman ediyorlar.
Hayatın anlamı nedir?
Hayatın anlamı öğrenmek, eğlenmek, hayat mucizesi üzerine farklı şeyler tecrübe etmektir. Ya da belki de hayatın bir ‘mucize’ olmadığı üzerine.
‘Mucize’ kelimesini dini bir içeriği olmadan yalnızca hayatın muhteşemliğini anlatmak için kullanmak uygun mu?
Bence evet.
Bir kaç yıl önce Noel Baba hakkındaki [gerçeği] keşfettin. Bu keşfin senin tüm inanç sistemine bir etkisi oldu mu?
Noel Baba’nın gerçek olmadığını 6 yaşındayken öğrendim. Yıkılmıştım çünkü eğer Noel Baba yoksa, size hediyeleri getiren kimdi? Ama en sonunda keşfediyorsunuz ki Noel Baba, paskalya tavşanı, diş perisi rollerini yapan anne ve babanız imiş.
Bu keşif senin Tanrı hakkında sorular sormana neden oldu mu?
Hayır. Noel Baba’yı öğrendiğimde üzerinde fazla durmamıştım aslında.
Çocuğun yetiştirilme tarzının, çevresinin vb. gibi faktörlerin aslında ne kadar çok önemli olduğunun apaçık bir kanıtı bu röpörtaj. Örneğin Türkiye'de yetişmiş 9 yaşındaki çocuğa bu tür soruları sorsan hangi soruda iki-üç cümle kurabilirdi merak ediyorum. Bilemiyorum, fazla önyargılı olabilirim ama düşüncem bu.
ReplyDelete