Eski sevgilinizle veya ev arkadaşlarınızla çay mı içtiniz? Demek ki, "silahlı örgüt toplantısı" düzenlediniz!
Hükümeti eleştiren haberler mi yayınladınız? Demek ki, "halkı kin ve düşmanlığa teşvik" ettiniz!
Çantanızda limon mu var? Demek ki, "yasadışı protesto gösterisine katılmak" üzeresiniz!
Bir duvara "Uyuşturucuya Hayır, Devlis" mi yazdınız? Demek ki, "yasadışı örgüt propagandası" yapıyorsunuz!
Yanınıza almayı her unutuşunuzda yenisini satın aldığınız 19 çakmağınız evinizde öylece duruyor mu? Demek ki, "hayatın olağan akışı dışında" kalan bir olağan şüpheli, hatta "örgüt üyesi"siniz!
İnternette din eleştirisi mi yaptınız? Demek ki, "halkın dini değerlerini alenen aşağılama" suçunu işlediniz!
Cinsiyetçiliğe karşı örgütlenmek mi? Demek ki, "ahlaka aykırı dernek kurmak" istiyorsunuz!
Saçınızı mı kestirdiniz? İşimizi zorlaştırmayın. Tanınmamak için bu kadar çaba harcamanızı gerektirecek ne yaptınız, itiraf edin!
Parasız eğitim talebinizi dile getiren pankart mı açtınız? Demek ki, "yasadışı örgüt üyesi"siniz!
Bunlar yetmezmiş gibi, yoksa bir de hiç utanmadan "ideolojik halay" mı çektiniz?
Türkiye'de fiil ile suçlama arasında ilişki kalmadı. Gelin biz bu bağlantıyı ters yönden yaratalım!
Ne Türkiye'de ne dünyanın başka yerinde; mizahı – hele ki absürd mizahı – savcıların ve yargıçların eline bırakacak değiliz !
No comments:
Post a Comment