Amerika'yı iki kez
keşfedemezsiniz.
Sol (en azından Marx ve
Engels'in “Kutsal Aile” kitabından beri) materyalisttir.
Materyalist olmayan sol diye bir şey yoktur, sol düşünce, bu
dünyayı bu dünyanın araçlarıyla anlamakla başlar.
Dini teolojik bir husus
olarak görenler için tüm tarih tutarsızlıklar ve tuhaf şahsi
kararlar silsilesidir.
Roma İmparatorluğu'nun
3. yüzyılda İsa diye bir miti kurumsallaştırmasından, bugünkü
dindar nesil projesine kadar;
eşcinsellerin “üstüne balçıkla sıvanmış taş yağdır”an tanrılardan, kadınlara araba kullanma yasağına kadar;
ABD Başkanı'nın “Tanrı
dün gece benimle konuştu.” deyip Irak'ı işgal etmesinden,
Türkiye'nin ılımlı şeriatçı hükümetinin bu işgale ortak
olmasına kadar;
tüm dertlerimiz, birkaç kötü kalpli kişinin kararından veya
iki-üç kitabı yanlış yorumlamış olmasından ibarettir.
Bizler için ise din,
dünyevi bir meseledir. Tarihin bir döneminde belirli gerek koşullar
altında ortaya çıkmış ve güçlenmeyi başarmış bir
toplumsal-siyasal kurumdur.
Mesele, dini metinleri
yorumlama meselesi değildir. Dini metinleri yorumlama eyleminin
kendisi de dünyevidir, tarihseldir. Irkçılığın sosyalizmle
uyumlu yorumu ya da homofobik anti-kapitalizm gibi
icatlara kapımız kapalıdır.
1 Mayıs 2012
Yeni bir “genç
siviller” vakasıyla karşı karşıyayız. Şimdi bizden, yılların
mücadelesiyle kazandığımız 300 bin kişilik 1 Mayıs eyleminde,
100 küsür kişilik “antikapitalist müslüman gençler”i
önemsememiz bekleniyor.
Tüm burjuva medyası
(oturup anlaşsalar bu kadarını yapamazlar) söz birliği
etmişçesine bir yandan “En barışçıl 1 Mayıs kutlamaları”
vurgusu yaparken bir yandan da bu korteji ön plana çıkarıyor.
Demek ki burjuvazi de – ki Türkiye burjuvazisinin sınıf bilinci
çok yüksektir – bizim yukarıda söylediklerimizim farkına
varıyor ve ona göre davranıyor.
Paranın tanrıların
tanrısı olduğu bu dünyada, her proleter doğuştan ateisttir.
Yeni tanrıları beğenmeyenler eski tanrılara dönmemizi de
beklemesinler. Bu kavga en sonuncu kavgamızdır artık.
No comments:
Post a Comment