1956
yılında kurulan Orta Doğu Teknik Üniversitesi 4500 hektar büyüklüğünde bir
araziye sahipti. Bu dev alanın bataklıklardan oluştuğu ve neredeyse pudra gibi
bir toprağa sahip olduğu söylenirdi. Ağaçlandırma faaliyeti 1961 yılında başladı
ve bir şenlik havasıyla öğrenciler, akademisyenler, Ankaralılar ve bazen de
siyasilerin katılımıyla gerçekleşti. Sonuç olarak 31 milyondan fazla ağaç
dikildi, Ankara gibi ormana hasret bozkır topraklarında yemyeşil bir alan oluştu.
Bu ağaçlar öğrencilere, ODTÜ emekçilerine ve akademisyenlerine emanet edildi. ODTÜ
Ormanı kara çam, sarı çam, toros sediri, meşe, kavak, badem vb gibi kurak koşullara
dayanıklı yaklaşık 10 milyon ibreli ve 23 milyon yapraklı ağaçtan oluşuyor.
3100 hektar genişliğindeki ODTÜ Ormanı Kültür Bakanlığı tarafından 1995 yılında
Doğal ve Arkeolojik SİT Alanı olarak ilan edildi. ODTÜ Ağaçlandırma ve Çevre Müdürlüğü
internet sayfasından alınan bilgiye göre bu ormanda Orta Anadolu'da yok olmaya
yüz tutmuş flora ve fauna türlerinin bulunduğu önemli bir doğal çevre yaratıldı.
Bu doğal çevrede kurt, tilki,
keklik, tavşan, yılan, kaplumbağa vb gibi bir dizi vahşi hayvan, 140 dan fazla
kuş türü ve göl / göletlerde yaşayan çeşitli balık türleri gibi çok sayıdaki
memeli ve sürüngen yaşamaktadır. Orman bu bölgede bir mikro - klima etkisi
yaratmış, kuru geçen yaz ve şiddetli
geçen kışları mevsimlerini yumuşatmayı başararak kent iklimini değiştirmiş,
Ankara şehrinin güney girişinde hızla gelişen çarpık kentleşmeye bir set çekmiştir.
ODTÜ Ağaçlandırma Projesi, 1995 yılında Uluslararası Aga Khan Mimarlık Ödülleri'nin
kategorisinde, 2003 yılında ise TEMA Vakfı tarafından ödüle layık bulunmuştur.[1]
Altta ODTÜ'nün Eski Arazisi ve Üstte Şimdiki Durumu |
ODTÜ
ve Sol Siyaset
Öte
yandan ODTÜ sol geleneğe sahip bir üniversite olarak biliniyor. 60’lı yılların
en çarpıcı öğrenci eylemleri burada gerçekleşmiş ve ODTÜ öğrencileri birçok sol
hareketin liderliğini de oluşturmuştu. 6 Ocak 1969’da ABD Büyükelçisi, Vietnam
Kasabı diye bilinen Komer’in ODTÜ’de arabasını yakan öğrencilerden biri de 1972
yılında Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan’la birlikte idam edilen Hüseyin İnan’dı. 60’lı
yıllarda ağaçları dikenlerin arasında da ODTÜ’nün bu devrimci gençleri vardı.[2]
Komer'in yanan arabası |
ODTÜ’de sol gelenek hala devam ediyor ve ODTÜ öğrencileri bu değerlere sahip çıkıyor.
Üniversite bu devrimci tavrı yüzünden sağ hükümetlerin hedefinde oldu. ODTÜ’den
yol geçirilmesi, arazisine el konulması gibi meseleler de solu sindirmeye çalışan
sembolik önemi büyük bir seçim propagandası haline geldi.[3]
ODTÜ’nün
Yol Meselesi
ODTÜ’den
yol geçmesi meselesi tartışmaları ilk olarak 1992 yılında başladı.
Bu
yol Anadolu Bulvarı'nı Konya Yolu'na bağlayacaktı. Plan 1994 yılında onaylandı
ve elbette üniversite öğrencilerinin protestolarıyla karşılandı. Üstelik ODTÜ
bir sene sonra 1995 yılında SİT arazisi ilan edildi.
2008
yılında ise Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek (19 yıldır belediye başkanı,
sürekli sağ partiler arasında iktidar olana üye olmakla da bilinir) birinci
yola ek olarak ikinci bir yolun yapımını gündeme getirdi. Bu yol nedeniyle ODTÜ
ve Büyükşehir Belediyesi arasında sert tartışmalar yaşandı. Büyükşehir
Belediyesi, "ODTÜ binalarının kaçak olduğu" iddiasıyla, 45 bina
grubunun yıkılmasına ve üniversiteye 1,8 milyon TL ceza kesilmesine karar
verdi.
ODTÜ
Rektörlüğü ise "yol restleşmesi" olarak anımsanan bu olay sonrası kararlarını
mahkemeye taşıdı. Açılan 45 ayrı davada yıkım ve ceza kararlarının yasal dayanağı
olmadığı ve kamu yararına aykırı olduğu hükme bağlandı. Büyükşehir
Belediyesi'nin itirazı üzerine Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nden iki, İnşaat
Mühendisliği Bölümü'nden de beş öğretim üyesi görevlendirerek yeni bir plan hazırlığına
başladı.Yeni çalışmaya,"Koruma Amaçlı İmar Planı" adı verildi.Bu plan
çalışmasında da birinci yol güzergâhı için 1994'teki planın ana hatları korundu
ancak çok sayıda kavşak önerisi yapıldı. İkinci yol ise çevreye zarar
verilmemesi için tünel olarak yapılmalı denildi. [4]
İşgal
ve Direniş
ODTÜ’lü
öğrenciler, akademisyenler ve emekçiler bu yolun bir siyasi rant aracı olduğunu
düşünüyorlar. Zira Ankara trafiği gerçekten çözüme kavuşturulmak istenilseydi yaklaşık
11 yıldır devam eden metro inşaatı tamamlanırdı görüşü yaygın. ODTÜ’de yıllardır
bu ranta karşı eylemler örgütleniyor, fidanlar dikiliyor. ODTÜ öğrencileri, komşu
100. Yıl ve Çiğdem Mahallesi halkıyla birlikte protestolar düzenliyor, yürüyüşler
yapıyor. Yol tartışmasının alevlendiği son zamanlarda da yol geçecek alanda nöbet
tutuyorlardı. Bu protestoların çoğu
polisin vahşice gaz bombası ve plastik mermi kullanmasıyla gölgelendi.
ODTÜ
her türlü yasal yolu denediği halde hukuki kazanımları dahi siyasi rant çabasından
hayata geçirilmedi. 18 Ekim 2013 gecesi Kurban Bayramı tatilinin son günü,
okulda öğrenci sayısı tatil dolayısıyla az iken yıkım ekipleri polisle birlikte
üniversiteye girdiler. Ertesi gün ODTÜ öğrencileri, mezunları, emekçileri bu
durumu protesto etmek için birleştiler. 100. Yıl ve Çiğdem halkı da onlara
destek oldu, polis okulda ormanın içinden pusu kururak protestoculara gaz
bombaları atmaya ve plastik mermi kullanmaya başladı. Olaylar barikatların
kurulması ve polis şiddetiyle sürerken bir öğrencinin polis tarafından dövüldüğü
ve barikat civarında yanan ateşe polis tarafından sürüklendiği, 2. dereceden
yanıkları olduğu haberi geldi.
Yaklaşık
3000 ağacın sökülmesinin ardından ODTÜ Rektörlüğü bir açıklama yayınladı:
“11
Ekim 2013 Cuma günü Bakanlık, Belediye ve Devlet yetkilileri ile görüşülerek
plan kararlarına itirazlarımızın olacağı, itiraz süresi içinde geriye dönüşü mümkün
olmayan herhangi bir işlemin yapılmaması gerektiği özellikle vurgulanmıştır.
Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Fen İşleri Daire Başkan Vekili ile İmar ve Şehircilik
Daire Başkanı da Üniversite ile görüşme yapılmadan bir işlem başlatmayacaklarını
ifade etmişlerdir. Yasal askı ve itiraz süreçleri tamamlanmadan herhangi bir işleme
onayımızın olmadığı ABB’ye aynı gün yazı ile de bildirilmiştir.
Bu görüşme ve yazışmalara rağmen, askı
ve itiraz sürelerinin dolması beklenmeksizin, 18 Ekim 2013 Cuma günü ani bir
gece operasyonu yapılmıştır. ABB’ye ait inşaat makinaları, inşaat ekipleri ile çok
sayıda Belediye personeli, 18 Ekim 2013 Cuma gecesi saat 21.15 civarında izin
almadan ve yerleşke çitlerini yıkarak 100. Yıl Semti Öğretmenler Bulvarı bölgesinden
Üniversite arazisine girmiştir. Üniversitede görev yapan özel güvenlik
yetkilileri Üniversite arazisine izinsiz olarak giriş yapılamayacağı yönünde
ekipleri uyarmışlar ve engellemeye çalışmışlardır. Ancak çok sayıda kamyon, inşaat makinası ve Belediye
personelinin izinsiz olarak yerleşkeye girmesi engellenememiştir.
…
19 Ekim 2013 sabahı yapılan incelemede
ODTÜ arazisi içinde kalan güzergahın tamamıyla açıldığı ve güzergah üzerindeki
tüm ağaçların kaldırıldığı tespit edilmiştir. Nakledilmesi gereken 600’den
fazla çam ağacının da içinde bulunduğu yaklaşık 3.000 ağacın ne şekilde kaldırıldığı
konusunda tarafımıza bilgi verilmemiştir. Ancak, bir gecede 600 ağacın
nakledilmesi mümkün değildir.”
Melih
Gökçek’in yapmaya çalıştığı şey provokasyon ve yerel seçim öncesi tabanını konsolide
etme olarak da okunabilir. Tayyip Erdoğan’ın Gezi’de yaptığı şeyi ODTÜ özelinde
uygulamaya çalışmaktadır. Aynı zamanda ODTÜ ve ODTÜ’nün temsil ettiği değerlere
de büyük bir saldırı söz konusudur. ODTÜ’lüler hala sokakta bu değerlerin ve üniversitenin
yeşil alanlarının mücadelesini veriyorlar. (Örneğin öğrenciler, ağaçların söküldüğü
alana 3000 fidan dikilen bir eylem düzenlediler.)
ODTÜ Fidan Dikme Eylemi |
ODTÜ’lülerin
deyimiyle: “ODTÜ’den geçecek tek yol devrimdir.”
[1] http://acdm.metu.edu.tr/tarihce
[2] http://vagus.tv/2013/08/26/bozkirdan-ormana-odtu-ormaninin-dogusu/
[3] Tayyip
Erdoğan da 2012 yılında ODTÜ’yü 2000 kişilik bir polis ordusuyla ziyaret etmiş
ve yüzlerce öğrenci tarafından protesto edilmişti. Protestocu öğrencilere havadan
bile görülebilecek kadar yoğun biber gazıyla müdahale edildi.
[4] Bu bilgiler
BBC Türkçe’nin şu haberinden derlenmiştir: http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/08/130829_odtu_ormani_gecmis.shtml
Siyasette kendisine verilen çok küçük (aslında çok büyük) rolü başarı ile oynayan Sn. Merve KAVAKÇI TED Ankara Koleji mezunudur. Siyaseti yüzüne-gözüne bulaştıran ve bizzat ÖZAL tarafından azledilen İsmail *zd*ğl*r ise ODTÜ mezunu. Bu iki mektepten birincisini İsmet İnönü, ikincisini ATATÜRKÇÜLER kurmuşlardır. İnönü'nün ODTÜ'yü ziyareti vaki değildir. Gitse idi, arabası yakılırdı.
ReplyDelete