Giriş
Bu
yazıda ve takip eden yazılarda, beraber çalışan, birbirini ikna
etmeyi ve kolektif olarak uygulanacak kararlar almayı hedefleyen,
yani bir takım oluşturan gruplardan bahsedecek, karar alma
süreçlerinde katılımcılık ve oydaşma sağlamanın çeşitli
yöntemlerine değineceğiz. Eğer bir takımda ve daha iyisi bir
toplumsal harekette faaliyet yürütüyorsanız, ayrıca hoşgeldiniz.
Eğer takımınızda oydaşmayı hedefliyorsanız, pek çok
hoşgeldiniz.
Önce
sözcük seçimiyle ilgili bir parantez açalım. Oydaşma,
İngilizce'de consensus, eski Türkçe'de mutabakat
olarak geçiyor. Aynı anlama gelmek üzere oy birliği ve
fikir birliği de kullanılıyor. Bunların hiçbirine
itirazımız yok. Biz oydaşma sözcüğünü seçiyoruz çünkü
bir süreç içerisinde kişilerin ortaklaştıkları bir fikri
inşa etmesi anlamını daha güçlü olarak verdiği
kanısındayız. Parantezi kapatıyoruz.
Katılımcılık
ve oydaşmanın faydalarını savunmakla sözü uzatmayalım. Öte
yandan, oydaşma talep edildiğinde bu talepte bulunanları
“gerçekçiliğe” davet eden, bu çabanın yaratacağı zaman ve
enerji israfına işaret edip ve verimlilik vurgusu yapan
okuyucularımız kısa bir açıklamayı hak ediyorlar.1
Malesef,
hayal olmadan eylem olmuyor.
Sorun,
oydaşmanın kendisiyle ilgili bir peşin hükümde gizli. Oydaşmanın
kendiliğinden oluşmasını bekleyen bir gruptaysanız ve saçınızı
başınızı yoluyorsanız, kesinlikle haklısınız.
Bir
konuyu tartışan kişiler, kendiliklerinden oydaşmaya varmazlar.
Oydaşma, inşa edilmelidir.
Bu
ve ileriki yazılarda oydaşmaya erişmek için kullanılabilecek
bazı araçları işleyeceğiz.2
Temel tezimiz şu: Bir
milyon kişinin oydaşmaya varmasının imkansızlığını
“hatırlatıp” bunu bahane ederek 30 kişinin oydaşmaya
çalışmasının gereksiz olduğunu öne süren argümanı
anlamıyoruz. Gerçek,
doğrudan, katılımcı demokrasi için, onu inşa etmeye emek vermek
gerekiyor. Hayal olmadan
eylem olmadığı gibi, aşçı olmadan da börek yenemiyor.
Son
söylediklerimizden de anlaşılabileceği üzere, yazı boyunca
“grup” veya “takım” dediğimizde, büyük ölçüde, bir
toplumsal hareketi, bir şeyleri değiştirmek için bir araya gelmiş
insanları kast ediyor olacağız.
Bir
tartışmayı katılımcı bir şekilde oydaşmaya taşımakla
gönüllü ve sorumlu kişiye, kolaylaştırıcı diyeceğiz.
Grubun büyüklüğüne ve tartışılacak konuya göre, birden fazla
kolaylaştırıcı olması da mümkün.
Dikkat.
Toplantı yöneticisinden değil, kolaylaştırıcıdan bahsediyoruz.
Tartışmacılara söz verecek ve yeri geldiğinde oylama yaptıracak
bir moderatör bulmak kolaydır. Grup birbirine saygı duyan
katılımcılardan oluşuyorsa, bir oyuncak ayıyı moderatör ilan
edebilir, onu elinde tutanın konuşmasını ve diğer üyelerin
susmasını önerebilirsiniz. (İlginç bir şekilde, 10-30 kişilik
gruplarda bu yöntem çok işe yarayabiliyor.)
Nasıl
bir kolaylaştırıcılık?
- Kolektif zihin
Kolaylaştırıcının
süreci kolaylaştıracağına, hem grubun hem de bizzat
kendinin ikna olması gerekir. Bunu sağlamak için
- kolaylaştırıcının toplantının yöntemine kendi başına karar vermesindense, toplantı öncesinde grubun tamamının süreci kararlaştırması ve kolaylaştırıcıya bu yöntemi çalıştırma görevini vermesi
faydalı
olabilir. Böylece toplantıyı aksatacak “usüle dair”
müdahaleleri de önlemiş oluruz.
Burada
bir parantez açıp, ileride “Verimli Toplantılar” metninde
derinleştireceğimiz bir hususa değinelim. Toplantının yöntemini
ve programını toplantıdan önce belirlemekte fayda var. Bir
bina inşa edecekken, cümbür cemaat şantiye alanına gidip
mimarlık projesini orada hep beraber çizmeye kalkmanın, sonra da
kimin çimentoyu karacağını, kimin kiremit bulup getireceğini
belirlemenin manası yok. Bunların önceden tasarlanması, onca
insanın bir araya geldikleri zamanı daha verimli kullanmasını
sağlayacaktır. Parantezi kapatıyoruz.
Ayrıca
Bu
öneriler sayesinde grup olarak kolaylaştırıcının kolektif zihni
temsil ettiğine daha fazla ikna olabiliriz. Öte yandan
kolaylaştırıcı da buna ikna olmalıdır. Örneğin, kişisel
görüşlerini mutlaka söylemesi ve tartışmaya aktif dahil olması
gerektiğini hissettiği bir oturumda, kolaylaştırıcılık
görevini bir başkasına devretmeyi seçebilir. Dolayısıyla,
- özellikle politik tartışmaların yapılacağı veya grup için hassas konuların konuşulacağı toplantılarda birden fazla kişinin kolaylaştırıcılık görevini üstlenmeleri iyi olabilir. Bu gönüllüler böylece kendi aralarında bir görev paylaşımı yaparak, hem karar alma sürecine katkı koyabilir hem de tartışmanın verimliliğini sağlayabilirler.
- Aktif ve taşıyıcı müdahale
Oydaşma,
kararın tartışma süresince inşa edilmesini gerektirir,
başında ya da sonunda değil. Aktif ve taşıyıcı müdahale bunu
sağlamayı amaçlar. Klasik olarak uygulanan yöntemi hatırlayalım:
Öneriler alınır; önerilerle ilgili lehte ve aleyhte görüşler
dinlenir; moderatör bir noktada münazarayı durdurur; öneriler
oylanır. Bu, aktif ve taşıyıcı olmayan kolaylaştırıcılığın
güzel bir örneğidir. Bu örnekte, ortaklaşılan noktalar ileri
taşınmadıkları için, ilerleme sadece oylamanın sonucuna
bağlıdır. Eğer öneri reddedilirse, saatler sonucunda hiçbir
yere ulaşılamadığı gibi, grup kamplaşmış ve yerinde saymak
yüzünden herkes diğer kampı suçluyor olacaktır. Oysa bizler,
anlaşmazlıkları akılda tutmak kaydıyla, tüm grubun hali hazırda
mutabık kaldığı hususları kaydederek, ciddi görüş
ayrılıklarının olduğu ortamlardan bile birçok karar
çıkarabiliriz.
Bunun
için kolaylaştırıcı
- tüm katılımcıların göreceği bir tahtaya ya da sunum kağıdına (flip-chart) söylenenleri anahtar sözcükler halinde not edebilir,
- bir katılımcının yorumunun grup için açık olmadığını hissettiğinde netleştirme talep edebilir,
- tartışmanın çeşitli noktalarında, söylenmiş olanları hızlıca gruba hatırlatabilir,
- eğer grubun ortaklaştığını düşündüğü konular görüyorsa, bunları karara çevirmek üzere şunları deneyebilir
- hali hazırda dile getirilmiş bir öneriye, grubun onay verip vermediğini sormak
- çeşitli fikirleri sentezleyerek herkesin içine sinebilecek bir öneri sunmak
- alınan kararları, görüşlerden ayrıştıracak şekilde ayrı bir tahtaya ya da sunum kağıdına not edebilir.
Tüm
bunlarla ayrıca grup olarak, ilk kısımda değindiğimiz sıfır
noktasından nereye gelmiş olduğumuzu da net bir biçimde görebilir
olacağız. Böylece sadece kendi sözümüzü değil, toplantının
gidişatını da hep gözümüzün önünde tutabileceğiz.
Buraya
kadar daha ziyade taşıyıcılığa vurgu yaptık. Kısaca aktif
sözcüğünü de açalım. Oydaşmanın şartlarından biri de
katılımcılıktır. Sadece iki kişinin konuştuğu, diğerlerinin
kafa salladıkları bir “oydaşma”, bugünkü parlamentolardan
bile daha az katılımcı olur. Bunun için
- grubun özel katılımcılık kararları varsa sözü buna göre dağıtabilir (söz almada toplumsal cinsiyet dengesi vb.)
- Sentezleyici ve ayrıştırıcı tutum
Korkulanın
aksine, kişilerin karşıt görüşlerinin olması ortak bir karar
almalarına engel değildir. Hatta birçok durumda, görüşlerinden
taviz vermelerine bile gerek yoktur. Gerçek görüş ayrılığını
net bir biçimde ortaya koyduğumuzda çoğunlukla göreceğiz ki
aslında bu görüşleri içeren bir sentez öneri, uzun ve verimsiz
tartışmaları önleyebilir.
Sentezleyici
ve ayrıştırıcı tutumla kolaylaştırıcı bizlere bir tam gün
kazandırabilir.
- Önce tüm grubun tartışmadaki görüş ayrılığını berrak bir biçimde görmesini sağlamakla başlayabiliriz. Tartışmanın yapıcı olmayan bir noktaya gittiğini gözlemleyen kolaylaştırıcı, tartışmayı kesip tarafların görüşlerini kısaca özetleyebilir ve özetini onlara teyid ettirebilir. (Örneğin: “Benim anladığıma göre A, belediyelerden para alabileceğimizi çünkü onların kamusal kurumlar olduğunu savunuyor. Doğru mu? … Öte yandan B, belediyelerden para almamızın faaliyetlerimizi onların onayına sunmak olacağını savunuyor. Doğru anlamış mıyım?”)
- İkinci olarak, bu kişilerin tartışmalarına izin vermeden önce, diğer katılımcılara dönüp, bu çatışkıyı herkesin içine sinecek şekilde çözecek önerisi olan biri olup olmadığını sorabilir. Belki de yaratıcı bir öneri, süreci çok hızlandıracaktır.
Bazı
tartışmaları kısa kesmemekte fayda olduğunu ve hatta bazı
ayrışmaların gerçekten de grup içinde çözümü olmadığını
kabul ediyoruz. Burada bu tartışmaları geçiştirmeyi ya da hasır
altı etmeyi önermiyoruz. Özellikle birbirini yeni tanımakta olan
gruplarda böyle münazaların bizzat gruba çok olumlu etkileri
olabilir. Öte yandan, zaten bir amaç uğruna ve belirli ilkeler
çerçevesinde bir araya gelmiş gruplarda ortak akla erişmek (buna
emek verdiğimiz takdirde) mümkün olabiliyor.
-
Tüm oturumu kitleyecek bir anlaşmazlık durumunda kolaylaştırıcı katılımcılara tartışmayı sürdürüp sürdürmemeleri gerektiğini danışabilir.
- Örneğin grup, bu konuyu kapsamlı bir biçimde konuşmak üzere bir tartışma platformu oluşturulmasına karar verip diğer konulara geçmeyi seçebilir – özellikle de eğer bu anlaşmazlık toplantının diğer gündem maddelerini bağlamayacaksa.
- Ya da grup bu konuyu çok önemli bulabilir. Bu durumda kolaylaştırıcı toplantının akışının bundan etkileneceğini hatırlatmalıdır. Büyük bir heyecanla saatlerce bir konuyu tartışıp sonra diğer konuları da alelacele karara bağlamaya kalkışmaktansa, daha baştan programı yeniden düşünmeyi seçmek ve bazı başlıkları gönül rahatlığıyla ertelemek tartışmamızı da huzurlulaştırabilir.
- Bazen tartışma öyle kızışır ki, kolaylaştırıcılık imkansız hale gelir. Böyle bir durumda kolaylaştırıcı, hemen 10-15 dakikalık bir ara verebilir. Bu, bir bakıma “küçük gruplara bölünme”, bir bakıma da “serbest tartışma” işine yarayacaktır. Söz alıp söz vermekle debelenmek yerine, herkesin hep bir ağızdan konuştuğu bir çay molası, birçok detayı hızlıca çözüme bağlayabilir.
Tüm
bunların yanında, kolaylaştırıcı, sıklıkla tüm konuşulanları
sentezleyen öneriler ortaya atmayı seçebilir. Bu öneriler kabul
görmeseler bile, neden kabul görmediklerini fark etmek tartışmayı
yapıcı bir noktaya taşıyabilir.
Burada
bir uyarıda bulunalım. Sentezleyici derken, bir tavizler
silsilesinden değil, gerçekten de iki tarafın da taleplerini
içeren önerilerden bahsediyoruz. (Yukarıdaki belediyeler
örneğinde, A ve B'nin dertleri “faaliyetlerde bağımsızlık”
ve “mali sıkıntıların çözülmesi”dir. Bunu “belediyeden
para almak/almamak” yanlış ikilemine sıkıştırmak yerine
örneğin dernek, vakıf veya sendikalardan destek aranmasını
önermek işe yarayabilir.) Yani, “biraz A biraz B” bir öneriden
değil “hem A hem B” olan ama “ne A ne B olmayan” bir üçüncü
bir fikirden bahsediyoruz. Bunu bulmanın kolay olmadığı doğru,
ama arayan gözler için imkansız da değil.
Kısacası
kolaylaştırıcı; hem sapla samanı ayırarak “herhangi” bir
konunun değil herkesin gözü önünde ve belirgin bir konunun
tartışılmasını sağlayabilir, hem de çeşitli görüşleri
içeren önerilerle tartışmayı yapıcı bir hatta taşıyabilir.
Bu
yazıda katılımcılık ve oydaşmaya sadece “kolaylaştırıcı”
açısından yaklaştık. Sonraki yazılarda; yapılandırılmış
tartışma, verimli toplantılar ve şiddetsiz iletişim konularına
değinmeyi umuyoruz.
1
Öncelikle, bazı konular gerçekten de daha çok zaman ayrılmasını
gerektiriyorlar: Bir yasayı birkaç saatte çıkaran bir
parlamentoya sahip bir ülkede yaşıyoruz. Bu yasaların büyük
çoğunun hiç kabul edilmemeleri kabul edilmelerinden iyidir.
Verimlilik illa ki olumlu bir anlama gelmiyor. Ama bizim konumuz bu
değil.
2
Amerika'yı baştan keşfetmeye gerek yok; söyleyeceklerimizin
çoğu, çeşitli informel eğitim kaynaklarında dağınık veya
düzenli olarak bulunabilir. Örneğin Şiddetsizlik
sayfası.
3Bunun
büyük gruplarda (30 kişiden fazla) denenmesinin anlamsız olduğu
aşikar. Büyük gruplar konusuna ileriki yazılarda değineceğiz.
No comments:
Post a Comment