Tuesday, November 22, 2011

Ateistlerden ateistlere gündelik yaşama dair ipuçları – v.1


Bu kısa metinle, ateistler olarak, baskıcı dindar tutumlarla nasıl başa çıkabileceğimize ve ateist duruşumuzu farklı bağlamlarda nasıl uygulayabileceğimize dair gözlem ve hatırlatmalardan oluşan (daima eksik kalacak) bir liste amaçlıyoruz.

  1. Ateist tutum

  • Bu listenin nasıl başlayacağı bariz herhalde: Saklandığınız yerden çıkıp sesinizi yükseltin. Dünyanın yaklaşık 6000 yaşında olduğuna inanan insanların okullar kurduğu ve doğal afetlerin toplumsal ahlaksızlık sebebiyle gerçekleştiğini iddia eden insanların bulunduğu bir dünyada; sesimizi yükseltmek için her türlü hakka sahibiz. İşin doğrusu, saklandığımız yerden çıkıp sesimizi yükseltmek, sorumluluğumuz.

  • Bilimsel kalın! Eleştirel kalın! Dine yönelik eleştirel tutumu; ırkçılık, milliyetçilik, cinsiyetçilik gibi başka toplumsal “değer”lere karşı da elden bırakmayın. Karşılaştığınız her yargı için, daima, geçerli bir akıl yürütme ve kanıt olup olmadığını kontrol edin – ve tabii kanıtları sorgulamayı da es geçmeyin.

  • Şüpheciliği elden bırakmayın. Okuyun, yazın, izleyin, dinleyin. Bilmediğiniz şeyleri alenen beyan edin ve bilenlere danışın. Bilmediğiniz ve merak ettiğiniz şeylerin bir listesini tutmak işe yarayabilir – bende yaramıştı!

  1. Dinle karşılaşma

  • Kendinize güvenin. Şeriatçılarla bile tartışmaktan kaçınmayın. Karşınızdaki kişi tartışmayı bloke edecek yöntemler kullanıyorsa, bunları yakalayın ve işaret edin. Zaman kaybettiren tartışmalardan kaçınmak için kısa yollar bulun.1 Ama sakın “nonteist”liğe sığınmayın. Yani, herkesin kendi inancıyla memnun kalacağı bir orta yol önermeyin. Bizler haklıyız. Hemen hemen tüm tanrılar2, yoklar.

  • Daima hangi tanrıdan bahsettiğinizi açıkça belirtin. Ve daima karşınızdaki kişiden de bunu talep edin. Asla aklımızdan çıkarmamamız gereken şeylerden biri de, hali hazırda dünyada 4200 aktif din olduğu (ve bunlardan bazılarında birden fazla tanrı var).

  • Sakın tanrıların varlığı ile var olma ihtimalleri arasındaki farkı göz ardı etmeyin. Tabii ki bazı tanrıların var olması prensipte mümkün (yani, onların var oldukları bir durum hayal etmek imkansız değil). Ancak aslolan şu ki, varlıkları için hiçbir kanıt bulunmuyor.

  • Ilımlı dindarlığın, genellikle iddia edildiği kadar sorunsuz olmadığını aklınızdan çıkarmayın. Ilımlı ya da “ılımsız”, dindarlık eleştirel metoda aykırı. Dokunulmaz alanlar, bir kez kabul edildiler mi, şüpheciliğin ve sorgulamaların hata düzeltme mekanizmalarının dışında kalırlar. Ilımlı dindarlık sadece şeriatçılığa cesaret verdiği için değil, eleştiriye kapalı düşünme biçimine yol verdiği için de tehlikeli.3

  • Dindar insanların ateistlere karşı olduğunun, oysa biz ateistlerin dinlere karşı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bu anlamıyla, radikal laikler (bununla, kurumsal dinlere karşı çıkan inançlı kişileri kast ediyorum) gerçek dünyada ateisttirler. Felsefi keyif dışında, radikal laik kişilerin şahsi hayatlarında ne gibi tuhaf şeylere inandıklarına çok da kafayı takmayın.

  • Ateizmin kayda değer bir politik tutum olmadığı (ve dolayısıyla bunu dillendirmenin anlamsız olduğu) yönünde eleştirilerle karşılaşabilirsiniz. Bu eleştirilerin sizi apolitize etmesine izin vermeyin. Ateizm, “inanç/sızlık/lardan bir inanç” değildir; ateizm, inanmamayı tercih etmekten ibaret değildir. Tanrıların bizzat kendilerine karşı değil, gerçek dünyadaki karşılıklarına, yani dini temel alan ekonomik, politik, cinsel ve sosyal iktidar ilişkilerine karşı mücadele ettiğimizi daima akılda tutun. Din politiktir, antitezi de öyle. Dahası; inanmanın dayatıldığı, inanmayanların baskı ve şiddet gördüğü bir ortamda, ateizm gayet değerli bir politik tutumdur.*

  1. Türkiye ateistlerine özgü gözlemler4

  • Bir kurum olarak dini veya dini kurumları, peygamberleri, azizleri, sembolleri vb eleştirdiğinizde veya bunlarla ilgili ironi yaptığınızda, hemen, insanların değerlerine saygı göstermemek, hatta bazen nefret suçu işlemekle itham edileceksiniz. Oltaya gelmeyin! Yaptığınız tam olarak neyin saygısızlık olduğunu, değerleri nasıl incitebileceğinizi, bu yaptığınız tam olarak hangi gruba karşı potansiyel bir aşağılama veya tehdit içerdiğini tekrar tekrar sorun.

  • Türkiye'de İslam, toplumun tüm diğer batıl değerleriyle örtüşmesi adına, yer yer mevcut teolojinin de gerisine düşecek şekilde yorumlanagelmiş. Bu da, gündelik yaşamda gayet mitolojik bir allahla karşılaşmamızla sonuçlanıyor.
    Mesela Doğu Anadolu'da “ilahi adalet” adına insanların “belalarını vermek” için depreme sebep oluyor. “Nazardan saklıyor”; yeri geldiğinde “akıl fikir veriyor”; uyurken “rahatlık veriyor”; muhabbet sırasında, bilinçaltımızdaki lafları “söyletiyor”; bazılarımız için “şahit oluyor”; hatta eğer sokak dilencilerine para verirsek, “gönlümüze göre veriyor”. Uzun lafın kısası; gündelik yaşama son derece müdahil, her an toplumla birlikte yaşayan bir varlık tarif ediliyor Türkiye'de. Bir bakıma, (sosyolojik olarak) Antik Yunan tanrılarından ayırt etmek imkansızlaşıyor.
    Bu esneklik sebebiyle Türkiye'de din, her şeyin sebebi ve her şeyin sonucu olarak yorumlanabiliyor. Bunun ne kadar ürkütücü olduğu bir yana, bu gözlemin bizzat kendisi bile tartışmalarda farkında olunması gereken bir detay olarak dikkat çekiyor.


1  Sıklıkla yapılan bazı mantık hataları için şu bağlantıya göz atmak isteyebilirsiniz. Antrenman olması bakımından, Eğer Tanrı Bir Araba Olsaydı başlıklı videodaki tartışmayı inceleyebilirsiniz.
2  “Hemen hemen tüm” derken tam olarak ne kast edildiğini anlamak için İngilizce Wikipedia'daki şu maddeye bakabilir, ya da civarınızdaki bir matematikçiye danışabilirsiniz.
3  Bu fikirde, Greta Christina'nın kısa bir makalesinden esinlenilmiştir.
4  Bu kısım, metnin İngilizce versiyonunda yer almıyor.



2 comments:

  1. Güzel yazı, çeviri mi?

    Değilse yazan kişiyi tebrik ederim, her ne kadar çeşitli ateist yazılardan derleme fikirler sunsa da keyifle okunuyor.

    Gel gör ki Türkiye'de yaşayan ateistler olarak bize çok şey katabilir mi? Sanmıyorum.

    Bir kere en baştan tartışmadan bahsediyor ki bunun için bir tartışma kültürüne ihtiyaç var. Ne yazık ki yok, hiçbir zaman da olmadı zaten. Misal benim gibi 10.000 nüfuslu avuç içi kadar bir ilçede yaşayan birinin come out yaptığını varsayalım, insanlar duracak ve "Allah Allah, ateist diye bir şey de mi varmış ve o da senin benim gibi insanmış" mı diyecek yoksa "şu adam var ya, ateistmiş, töbe töbeee" şeklinde başlayıp süregiden bir meksika dalgası mı oluşturacak?

    Sadece mahalle baskısı değil, devlet baskısı da söz konusu. Daha dün CHP'liliğini alenen açık eden bir memur arkadaşım gönüllü olmamasına rağmen gönüllü olarak gösterilerek İstanbul'daki işinden alınarak Van'a geçici görevle gönderildi ki bu gönderilme sürecinde neler yaşadığına vakıf olduğum için sebebin CHP'liliği olduğuna çok net şahidim. Allah'ın CHP'si yahu, bundan bile bu kadar nem kapıyor adamlar. (Van'a gönüllü gitmemenin felsefesi üzerine konuşmak istemiyorum, tercihtir.)

    Şimdi bu koşullar altında değerli amirim, size kendimi tanıtmak istiyorum:
    25 yaşında genç bir memurum, ateistim, komünistim. Siyasi tercihlerinize saygı duymak şöyle dursun, inancınızı saçma ve komik buluyorum, sonuna kadar da haklıyım. Nasılsınız?

    Ateistler olarak toplumda kendimizi güvende hissedebileceğimiz kritik kitleye ulaşmadan come out hayalleri hamdır, kendimizi kandırıyoruz.

    (Bakın daha "atom fiziğine de profesörlüğe de lanet olsun, inancıma hakaret ediliyorsa #eksisozlukkapatilsin" a bile girmedim)

    Uzun oldu, kusura bakmayın, çok sinirliyim.

    Yine de güzel yazı, tebrikler...

    ReplyDelete
  2. Selamlar,

    Çeviri değil. Out for Beyond'un kolektif olarak hazırladığı bir metin. :)
    Katkın için teşekkür ediyoruz. "Uzun oldu, kusura bakmayın, çok sinirliyim." demişsin. Mevcut toplumsal yapıya karşı sinirlenmekten daha umut verici bir şey yok. Ayrıca, kusura bakmadık, hatta iyi ki uzun uzun derdini anlatmışsın, bizlere de ilham oldu. Biraz geciktik ama yorumunu okuduktan sonra aklımıza gelenleri şu yazımızda bulabilirsin: http://outforbeyond.blogspot.com/2011/12/baska-turlu-bir-sey-benim-istedigim.html. Bizi üretmeye ve tartışmaya teşvik ettiğin için tekrar teşekkür ediyoruz, katkılarını yine bekliyoruz.

    outforbeyond ekibi

    ReplyDelete