(Küresel
iklim krizi - güncel gelişmeler 7)
Neden
Kimse Küresel Isınmadan Bahsetmiyor?
Küresel
iklim değişimi, gündemin en önemli başlıklarından biri olması
gerekirken, hakkındaki bilimsel uzlaşmayla hiç de uyuşmacak bir
biçimde unutuluyor, unutturuluyor.
Çok
tuhaf. Sadece birkaç haber başlığını alt alta yazmak bile
insanın öfkeden deliye dönmesine yetmeliyken, iklim haberlerinin
hem sıklığı hem de içeriği azalıyor. Atmosferdeki
karbondioksit miktarı 400
ppm'i daha yeni aşmışken1,
dünyada varolan bitki türlerinin yarısı ve hayvan türlerinin
üçte biri 2080 yılına kadar yaşam alanlarının yarı yarıya
azalması tehlikesi ile karşı
karşıyayken
ve insan kaynaklı iklim değişiminin türler üzerindeki baskısının
evrimden 10.000 kat daha hızlı olduğu ortaya
konmuşken,
ne televizyonların ne de holding gazetelerinin Başbakan'ın
laflarından başka manşet atmıyor olmalarında bir tuhaflık yok
mu sizce de?2
Hele ki Türkiye'nin sera gazları geometrik olarak artmaya devam
ederken...
Küresel
ısınmayı önemseyen ancak Türkiye'deki gündemin telaşesinden
iklim gündemine yetişemeyenler için, iki yıldır düzenli olarak
yaptığımız gibi,
geçtiğimiz dört ayda (Nisan, Mayıs, Haziran ve Temmuz ayları)
olup bitenleri özetlemek ve hatırlatmak istedik. Daha temel iklim
bilgileri için, Climate
Reality Project'in
hazırladığı kısa videoları izleyebilirsiniz.
Öncelikle,
boş işlerle uğraşmıyoruz: İklimle ilgili makalelerin %97'si
kürenin ısındığı ve bunun sebebinin insan faaliyetleri olduğu
konusunda anlaşıyor.3
Öyle ki, geçtiğimiz Nisan ayında, NASA Goddard Enstitüsü'nün
başındaki James Hansen iklim politikalarına daha fazla zaman
ayırabilmek için görevinden
istifa etti.
İnsan kaynaklı küresel ısınma hakkında görüş beyan eden iklim makalelerinin %97'si küresel ısınmanın gerçekleştiği ve sebebinin biz olduğumuz konusunda hemfikir. |
Kemerlerinizi
bağlayın, küresel iklim değişiminin insanı dehşete düşüren
dünyasında kısa bir tura başlıyoruz.
İklim
Gündeminden, Gözünüze Çarpmamış Olanlar
Antarktika'daki
buzullara ne olduğunu tam olarak kestiremiyoruz; bir
araştırma
rekor hızda erime tespit ederken başka
bir araştırma
Güney Kutbu'nun soğuyor olabileceğini belirtiyor. Kuzey Kutbu'yla
ilgili ise böyle bir belirsizlik yok; bu kış Kuzey Buz Denizi'nin
en düşük beşinci buz kütlesi kaydedilirken,
bazı uzmanlar Kuzey Kutbu'nda hiç buzun kalmayacağı yazların
2050'den önce gelebileceğini ifade
ediyorlar.
Bunun müthiş miktarda metanın serbest kalmasına yol açabileceği
düşünülüyor.
Benzer haberler dağ zirvelerinden geliyor: Everest dağının
buzulları her
geçen yıl daha hızlı
azalıyor, Şili'de And dağlarının buzulları da son otuz yılda
yüzde 30-50 oranında azaldı.
Üstelik, 2003-2009 yılları arasında eriyen dağ buzullarının
deniz seviyesindeki artışa etkisinin kutup buzullarının etkisine
eşit olduğu hesaplanıyor.
Buzulların erimesi yüzünden Alaska'da
ABD'nin
ilk iklim ilticası
yaşanıyor.
Sandy kasırgasının sel suları New York'ta Hoboken PATH istasyonunun asansör şaftından içeri doluyor. Fotoğraf: Reuters/Port Authority Trans-Hudson |
Eriyen
buzullar sebebiyle (ve ısınan denizler sebebiyle, Amerika'nın
kuzeybatısındaki gibi
örneğin) ciddi ölçüde bozulan su döngüsüyle fırtına
(örneğin büyük yıkıma yol açan Sandy
ve Barbara
kasırgaları) ve aşırı
yağış haberleri geliyor.4
Su döngüsünün bozulması aynı zamanda kuraklığa da yol açıyor.
Brezilya'dan
Avusturalya'ya
kadar birçok yerden aşırı sıcak ve kuraklık haberleri geliyor.
Nitekim, Birleşmiş
Milletler'e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü de, geçtiğimiz on
yılda, eşi benzeri görülmemiş miktarda aşırı iklim olayına
tanıklık ettiğimizi vurguluyor.
Dünya
son 1400 yılda hiç olmadığı kadar hızlı ısınıyor,
hem de bu ısınma – tam iklim modellerinin tahmin ettiği gibi –
yüzey sıcaklığını her yerde eşitleyecek şekilde
gerçekleşiyor.
Ancak dünya, türlerin
uyum sağlaması için fazla hızlı
ısınıyor. Balıklar yüksek enlemlere doğru ilerlerken
Kuzey Buz Denizi hızla asitleniyor.
Tüm
bunlar, şu anda yaşadıklarımız. Bizi nelerin beklediğine göz
atmadan önce, the International Displacement Monitoring Centre and
Norwegian Refugee Council tarafından hazırlanan, 2012 yılında
afetler sebebiyle yerinden edilenlerin gösterildiği haritayı
incelemenizi öneririz.
Holding
Gazetelerini Okursanız Gelecekte Gözünüze Çarpamayacak Olanlar
“Küresel
ısınmanın beklenen etkileri” deyince hep aklımıza geldiği
gibi, hangi türlerin nasıl zarar göreceğinden bahsedebiliriz. En
son araştırmaların değindiği üzere, koalaların
yaşam alanlarının daraldığından, Güney Avusturalya'da yunus
ölümlerinden,
kutup
ayılarını etkilemeye
başlayan patojenlerden, ısınma sebebiyle dişi oranı artan renkli
kaplumbağalardan,
kör
kalan aç çitalardan
ve küresel ısınmanın etkisinin yeni fark edildiği onlarca
türden
bahsedebiliriz.
Ormanlık bitki örtüsüne çarparak bir gözünü kaybeden çita, Namibya. Fotoğraf: The AfriCat Foundation |
Ya
da, “börtü böceğin” insanlığın geleceğiyle ilişkisini
kuramayanlar için, doğrudan doğruya deniz seviyesindeki artışlar
sebebiyle Küba'da
binlerce binanın sular altında kalırken Finlandiya
sahil şeridinin ciddi ölçüde değişeceğinden, kasırgaların
şiddet ve sıklığının artacağından, şarap
üretiminin
tehlike altına girmekte olduğundan, sıtmanın
İngiltere'ye kadar ulaşma ihtimalinin oluştuğundan, New
York'ta
sıcak hava dalgalarına bağlı ölümlerin %22 artmasının
beklendiğinden, Pakistan'da
sıcak hava dalgalarının daha da şiddetleneceğinden ve Havai'de
hem daha
az yağış
hem de daha
çok hortum
yaşanacağı gibi şaşırtıcı araştırmalardan bahsedebiliriz.
Tüm
yukarıdakilerin iklim açısından çok önemli olduğunu
düşünüyoruz.5
Yine de, bu yazıda özellikle öne çıkarmayı uygun bulduğumuz
birkaç husus var:
- Su ve gıda krizi kapıda: Bilim insanları, dünyanın “çoğunluğunun” su kıtlığı yaşayacağı uyarısında bulunuyorlar. (Bu, Güney Amerika'daki su sıkıntısıyla da doğrulanıyor.) Su krizine, gıda krizi eşlik ediyor. Uzmanlar, milyonlarca insanın açlıkla karşı karşıya kalacağını belirtiyorlar. Yüz milyonlarca kişinin iklim mültecisi olması bekleniyor. Gıda krizinin boyutlarını, Guardian'ın hazırladığı kapsamlı haritada inceleyebilirsiniz.
- Yeni hazırlanan bir model aracılığıyla, deniz seviyesinin 2100'e kadar 16-69 cm yükseleceği hesaplandı. Artışın Pasifik Okyanusu'ndaki adaların bitki örtüsünü risk altına sokacağı6 ve dünyanın birçok yerinde bitki örtüsünü dengesiz hale getireceği öngörülüyor.
Vurgulayalım:
Küresel iklim krizi kapıda değil,
kapıyı zorluyor da değil. Küresel iklim krizini şu anda
yaşamaktayız. Bu kriz her geçen
gün derinleşiyor ve daha da derinleşmesi bekleniyor. Hükümetler
finansal krizi bahane ederek karbon salımı konusunda taahhüt
vermekten kaçınırken, araştırmalar
çok radikal adımlar atılması gerektiğini gösteriyor.
Hükümetlerarası
İklim Değişikliği Paneli (IPCC) en son raporunu yayınlamaya 27
Eylül'de başlayacak. Bir bilimsel raporun insanları sokaklara
döktüğü görülmüş şey değil, ama şu son zamanlarda
sokaklarda, parklarda ve meydanlarda, şimdiye kadar hiç görülmemiş
birçok şey de olmuyor değil hani.
1
Atmosferdeki
karbondioksit seviyesinin 400 ppm'i aşması, 399 ppm'i aşmasından
daha önemli değil elbette, ama durumun aciliyetini hatırlamak
için iyi bir fırsat olabilir. Guardian'ın hazırladığı
interaktif
haberi
incelemeden geçmeyin.
2
Daha kötüsü de var. Wall Street Journal'da yayınlanan “In
Defense of Carbon Dioxide” başlıklı yazıdaki saçmalıklar
bir yana, iklim inkarcılarının fonladığı Heartland Enstitüsü
Çin'in iklim değişimi konusunda şüpheci olduğu gibi ipe
sapa gelmez bir iddia
yayınladı.
3
Aman dikkat: Bu konuda Wall Street Journal'da “Science Is About
Evidence, Not Consensus” başlıklı bir yorum yayınladı. Bu
yorum hakemli
bilimsel makalelere referans vermediği
gibi, küresel ısınmanın temel birkaç fenomenini de yanlış
anlamakta
ısrar ediyor.
4
Guardian'dan Homa Khaleeli ve Emine Saner, üst üste gelecek on
yağmurlu yazın yol açacağı 40 şeyi listelemişler.
5Bunlara,
görece daha az önemli olduğunu düşündüğümüz şu
araştırmayı
da ekleyelim: Hava akımlarındaki düzensizleşmeyle beraber uçak
yolculuklarında türbülansın da artacağı öngörülüyor.
No comments:
Post a Comment