Saturday, September 8, 2012

İklim Değişiminin Muhtemelen Bilmediğiniz Beş Tuhaf (ve Korkunç) Sonucu - Alyssa Figueroa



İklim değişimi denince aklınıza havaların çıldırması geliyor, ama başka ürkütücü etkileri de var.

Bu yazı, Alyssa Figueroa'nın 23 Ağustos 2012'de AlterNet'te yayınlanan “5 Weird – and Terrifying – Consequences of Climate Change You May Not Know About” başlıklı makalesinin çevirisidir. AlterNet editörlerinden olan Alyssa Figueroa, Ithaca College gazetecilik ve siyaset bilimi bölümlerinden mezun.


İklim değişiminin berbat etkilerini düşündüğünüzde eminim gözünüzün önüne kuraklıklar, kasırgalar, tsunamiler ve depremler geliyor – ki bu mantıklı, iklim değişimi hava modellerinin hepten çıldırmasına yol açıyor. Ama çıldıran hava, kürenin ısındığını duyduğumuzda bizim genellikle düşünmediğimiz başka sonuçlar da doğuruyor. İşte size iklim değişiminin bu yazki 5 ürkütücü sonucunun bir listesi.


  1. Artan İntiharlar

Kuraklıklar yakın zamanda, ekinleri yok etmek ve gıda fiyatlarında sıçramalara yol açmanın yanı sıra başka bir endişe verici sonuçla daha ilişkilendiriliyor: intihar. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada araştırmacılar, Avusturalya kırsalında, kuraklıklarla 30-49 yaş arası erkek intiharları arasında bir bağlantı buldular. New South Wales eyaleti için 40 yıllık kuraklıkla orada yaşayan erkeklerin intihar riskindeki %15 artış arasında bir bağlantı olduğu ortaya çıktı. Bu bağlantının 30 yaş altı erkeklerde de geçerli olduğu görülürken kadınlarda böyle bir bağlantı bulunmadı.

Bu çalışmanın araştırmaları Avusturalya'da yapılmış olsa da, kuraklıklarla intiharlar arasında önceden de bağlantılar kurulmuştu – özellikle de her yıl binlerce çiftçinin kendini öldürdüğü Hindistan'da. Aslına bakılırsa, geçenlerde yayınlanan bir makalede, Hindistan'da her 12 saatte bir çiftçinin intihar ettiği belirtiliyor.

ABD'de 1956'tan beri en büyük kuraklık gerçekleşiyorken bu korelasyondan kaygılanmak için sebeplerimiz var. Çalışmanın yazarlarının da dikkatimizi çektiği gibi “intihar, birbiriyle etkileşen birçok toplumsal, çevresel ve biyolojik etkenin yol açtığı karmaşık bir fenomen”. Bunun yanı sıra, bağlılaşım için de pek çok açıklama var. Yazarlar, kuraklık ekinleri yok ettiğinde çiftçilerin ve çiftçi topluluklarının çok para kaybettiklerini yazıyorlar. Ayrıca, hayvanlarının ve ekinlerinin mahvoluşuna tanıklık eden çiftçilerin zihinsel sıkıntı yaşadıklarını belirtiyorlar.

Yazarlar bize, eğer iklim değişimini durdurmak için ciddi olarak çalışmazsak rahatsızlık verici sonuçlarla karşılaşacağımızı hatırlatıyorlar. Özetlerini şöyle sonlandırıyorlar: “Kuraklıkla akıl sağlığı arasındaki ilişkilerin izahatı, iklim değişimine uyumun kolaylaştırılmasına yardımcı olacaktır.”


  1. Batı Nil Virüsü

Giderek ısınan hava ile binlerce sivrisineği toplayınca ne eder? Devasa bir Batı Nil virüsü salgını. Kuraklıklar dere sularının akışını durdurdukça, sivrisinekler durgun suda kusursuz yavrulama yerleri buluyorlar. Ayrıca sivrisinekler sıcakta daha hızlı olgunlaşırlar ve yavrularlar. Bu arada sıcak hava, virüsün kuluçka dönemini de kısaltıyor. Bütün bunlar virüsün hızla yayılmasına yol açıyor. Dahası, erken başlayan baharlar ve ılıman kışlar, yavrulama dönemini uzatıyor.

Center for Disease Control'e göre, Batı Nil virüsü ülke genelinde 1118 kişiye bulaştı ve 41 kişiyi öldürdü. 38 eyalette insan vakaları gözlemlenirken, insan ve hayvan vakaları 47 eyalette gözlemlendi. Teksas, özellikle de Dallas bölgesi, 586 kayıtlı vaka ve 11 ölümle, sert bir darbe aldı.


  1. Nehirlerin Engellenmesi

Mississippi nehrinde mal dağıtımı için ihtiyacınız olan bir numaralı şey ne? Su. Ama bu yaz nehir de kuraklıktan payını aldığından su seviyesinde rekor düşüşler oldu. Örneğin, Memphis'te su seviyesi normalin 3,5 metre altına indi. Bunun sonucunda bir tekne karaya oturduğu için nehrin 20 km'lik bir kısmı kısa bir süre önce kapatıldı. Nehrin kapatılması yaklaşık 100 botun ve mavnanın geçişini durdurdu. Nehir yollarındaki tıkanmaların ekonomi üzerinde yıkıcı etkileri olabilir. 2010'da Mississippi nehrinden geçen kargoların değeri 40 milyar doların üstündeydi.

ABD Ordusu Mühendisler Müfrezesi (USACE – the U.S. Army Corps of Engineers), bolca taraklama çalışması yaparak duruma müdahale etti ve çöküntüleri kepçe ile çıkarttı. Ancak, çoğunlukla fark ettiğimiz üzere, çevresel krizimizin üzerine bir yara banda yapıştırmak nadiren işe yarıyor. Taraklamanın, su ekosistemlerine hasar vermek ve bölgeye toksin dağıtmak gibi kendi çevresel etkileri var.

USACE, nehrin ağır mavnaların geçebileceği kadar derinleşmesini sağlamak çabasıyla taraklıyor. Nakliyeciler yüklerini hafifletmek zorunda kaldılar, ki bu yakıt ve emek masraflarını arttırır ve elbette pek sürdürülebilir değil.

Nehir sonradan açıldı ama nehir kıyısındaki birçok liman kapandı ve düşük su seviyelerinin Ekim'e kadar taşımacılığı etkilemesi bekleniyor.

Taraklama işleminin yüzbaşılarından Frank Segree “Nehir sistemini kaybetmek tıpkı eyaletler arası bir otobanı kaybetmek gibi olur... Ticaret ülkemizin hayati bir parçası. Bu da, ticaretin ana arterlerinden.” dedi.1


  1. Nükleer Santrallerin Kapatılması

Nükleer santraller çoğunlukla reaktörlerinin serinletilmesi için soğuk suya dayanırlar. Ama sıcak havalar su sıcaklığını arttırdıkça nükleer santraller buna karşılık vermek durumunda kaldılar. Connecticut'taki Millstone nükleer santrali, yakın zamanda, çevresindeki sular neredeyse 25 dereceye, yani reaktörün dayanabileceği 24 derecenin bir derece üstüne çıktığında kapatıldı.

Temmuz ayında İllinois'de, 36,7 dereceden daha soğuk suyla çalışacak şekilde tasarlanmış reaktörlere sahip bir nükleer santral, çalışmaya çevresindeki sular 38,9 dereceye ulaşmasına rağmen devam edebilmek için özel izin istedi. İzin, biraz da nükleer santral kapatıldığında ekipmanın soğutulması için soğuk suya ihtiyaç olması sebebiyle verildi.

Santralin sahibi Craig Nesbit, New York Times'a şöyle konuştu: “Dünyada en son yapmak isteyeceğiniz şey, güvenlik için bir tehdit oluşturmuyorken 2600 MW'lik bir nükleer santrali son 30 yılın en büyük sıcak hava dalgası sırasında kapatmaktır.”

Ortabatıda başka santraller de benzer sorunlarla karşılaştılar. Su sıcaklıkları kadar reaktörlerin borularının suyu çekmesine mani olacak derecede düşen su seviyeleri de sorunlara yol açtı.

Nükleer enerjiden daha sürdürülebilir girişimler yaratmaya odaklanmalıysak da, daha yeşil enerji projeleri de büyük enerji talebimizi karşılamakta zorlanıyor. Örneğin Kaliforniya'nın hidroelektrik santralleri bu yaz kuraklık sebebiyle eskisi kadar elektrik üretemiyorlar. Belki de seçilebilecek tek hakiki sürdürülebilir yaklaşım, kaynak-tüketen yaşam tarzlarımızı değiştirmektir.

Yine de en kötü senaryo enerjinin azalması değil nükleer santral erimesi. Connecticut'taki acil durum yetkilileri Millstone nükleer santralinde iki kurmaca kaza ile baş etmek için tatbikat bile yaptılar. Reaktörden salınabilecek büyük miktarda radyoaktiviteye karşı hazırlandılar. Vali genel acil durum ilan etti; böylece parklar kapandı, okul çocukları tahliye merkezlerine götürüldü, santralin 8 kilometrelik alanda yaşayan kişiler tahliye edildi ve tiroidlerden radyoaktif iyodin emilimine karşı korunmak üzere halka potasyum iodid hapları dağıtıldı.


  1. Şekerlemeyle Beslenen İnekler

Kuraklık sebebiyle kilesi 9 dolara yükselen mısırla birlikte, Kentucky'de United Livestock Commodities'in sahiplerinden Nick Smith, büyükbaş hayvanlarını beslemek için daha ucuz bir yol bulmak zorunda kaldığını belirtti. Bulduğu ucuz yol mu? İnsan tüketimine yönelik kullanımı yasaklanmış şekerlemelerle karıştırılan bir etanol yanürünü ile bir mineral besini.

Çiftliğin bir diğer sahibi Joseph Watson, “Hayatta kalabilmek için, başka besin kaynakları aramamız gerekti.” dedi.

Watson'ın iddiasına göre inekler iyi gidiyor gibi görünüyorlar. Ama ineklerin ot yemesi gerektiği için – yani mısır değil, son kullanma tarihi geçmiş şekerlemeyle etanol karışımı ise hiç değil – bu tatlı karışım muhtemelen umut vaat etmiyor. Ayrıca, insan üzerinde de yan etkileri var: ot yemeyen inekler E. coli geliştirmeye daha yatkın oluyorlar ve bu da yediğimiz birçok besin türüne bulaşabilir.

Daha geçen hafta, Kaliforniya'daki bir tarım ürünü tedarikçisi, E.coli bulaşmış olabileceği kaygısıyla marullarını geri toplattı. Yani vejetaryenler, temiz tarafta olduğumuzu sanmayın. İklim değişiminin tüm dünya insanlarını – ve hayvanlarını – etkileyen bu korkunç sonuçlarından kimse muaf değil.


1  Yüzbaşının yaklaşımı bizi bağlamıyor olsa da metnin özgün haline müdahale etmemeyi tercih ettik. - Editörün notu

No comments:

Post a Comment