Bu yazı, Climate and Capitalism’de
yayınlanan Is capitalism obsessed with growth? adlı yazının serbest çevirisidir.
Geçen hafta burada Simon Butler'ın "Petrol Kralı ve Kömür Babası
Nüfusu Çok Fazla" yazısı çıkmıştı.
Growthbusters
filminin yapımcısı Dave Gardner, Simon'la benim "nüfusçuların"
görüşlerini yanlış temsil ettiğimizi söyleyerek buna itiraz etmişti. Ona göre
doğum oranlarına odaklanıyor olması "kapitalizmin büyüme saplantısı"
hakkında kaygı duymadığı anlamına gelmiyordu.
The Consumer Trap’in yazarı Michael Dawnson buna şöyle cevap verdi: "Büyüme
kapitalistlerin "saplantısı" değil.
Bu tamamen sistemin gerektirdiği bir şey. Bu noktayı kaçırırsak
kapitalistlerle oturup konuşup onları yavaşlamaya ikna etmemiz gerektiğini
düşünüyoruz intibası uyandırırız. Ahahaha!"
Tesadüfen bu hafta sonu ben de Fawzi İbrahim'in Capitalism versus Planet Earth
adlı yeni kitabını okuyordum (Muswell Press, 2012). Şöyle demesi çok hoşuma
gitti:
Büyümeye
verilen önem, hani şu Gayrisafi Milli Hasıla saplantısı olarak da geçen, Clive
Hamilton'ın fetiş dediği durum tek başına, ayrı bir fenomenmiş, sanki
ekonomistlerin kişisel seçimiymiş ya da hükümetle toplumun beraber verdiği,
isterlerse açıp kapatabilecekleri kolektif bir kararmış gibi görülüyor.
Bir
gereksinim muhtemelen ekonomi tarihinde ilk kez fetiş diye tabir ediliyor.
Kapitalizmde büyüme fetişi var demek balıkta su fetişi var demek gibi bir şey.
Nasıl suyun yokluğunda balık ölürse büyümenin yokluğunda da kapitalizm batar. …
Bu
"büyüme saplantısı" psikolojik bir takıntıymış, bütün dünyadaki
hükümetleri ve ekonomistleri aynı anda kıskacına alan bir hevesmiş ya da bu
işte bir tür küresel komplo durumu varmış gibi konuşuluyor.
Olmaya
olmaya, mesela bu Gayrısafi Milli Hasıla dedikleri aslında ekonominin ya da toplumun refahını
değil kurumsal sektörün refahını ölçmeye yarıyor olmasın? Ve bu durumda,
"büyüme saplantısı" da aslında şirketlerin refahına dair bir saplantı
olmasın?
İnsanlığın düşmanı ekonomik,
politik ve sosyal bir sistemdir, kötü fikirler ya da talihsiz hatalar
değil. Bunu anlamazsak asla kazanamayız.
---
No comments:
Post a Comment