Thursday, June 6, 2013

Karar Alma Süreçlerinde Katılımcılık ve Oydaşma: Yapılandırılmış Tartışma


Giriş notu: Bu yazıyı bir süredir hazırlıyorduk. Taksim Gezi Parkı'yla başlayan eylemlerden sonra metni güncellemedik. Eğer değindiğimiz noktalar tüm Türkiye'deki yürekli eylemcilerin  azıcık dahi işine yarayacak olursa, kendi kendine güncellenecektir diye umuyoruz.


Giriş


Kapitalizmin krizi, devletleri çıplak siyaset yapmaya zorluyor. İşçi sınıfının gelirleri mutlak olarak düşürülürken finans devleri kurtarılıyor. Bunun karşısında, ABD'de Wall Street'i İşgal Et! hareketi ve Avrupa'da Troyka (IMF, Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası “üçlüsü”) karşıtı mücadele ile karakterize edebileceğimiz, ancak çeşitli seviyelerde tüm dünyadaki kitlesel ayaklanmalarda gözlemlenebilecek ilginç bir olgu karşımıza çıkıyor. “Yöneten”in kim ve nerede olduğunun bilincine sahip, burjuva iktidarının meşruluğunu kabul etmeyen geniş bir kitle hareketi ile karşı karşıyayız.

Bu yazı, iktidar mücadelesinin nasıl kazanılacağıyla ilgili değil. Bu yazı, bu eylemlerin nesnel ve öznel sınırlarıyla da ilgili değil. Bu yazı, devrimciler olarak bir süredir kendimize sormayı unuttuğumuz bir soruyla ilgili: Karar alma süreçlerine katılmaya talip, hevesli ve kararlı kitleler, milyonlarla ifade edilen sayılarla sokaklara dökülüyorlar. Devrimci örgütler bu eylemcileri nasıl içerebilirler?


İki kötü yanıtla başlayalım. “Parti programımız budur, bir sonraki seçimde bize oy ver.” diyemeyiz. Zaten bu insanların sokakta olma sebebi doğrudan doğruya burjuva temsili demokrasileriyle sorunları olması ve bizim burjuva olmayışımız bugünkü temsili demokrasileri biraz olsun daha iyi kılmıyor. “Bizim örgütümüze dahil ol. Sonrasında ne yapacağını söyleriz.” de diyemeyiz, çünkü eylemciler sokağa karar alma süreçlerine aktif olarak katılma talebiyle çıkıyorlar.

Bir de “daha az kötü” yanıt var. “Örgütümüze dahil ol. Ne yapacağımıza birlikte karar verelim.” de diyemeyiz. Daha doğrusu, keşke diyebilseydik. Ancak en katılımcı örgütümüz bile, on binlerle ifade edilen aktivistin birlikte çalışması için tasarlanmıştı. Şimdi yüz binlerce kişi, kendilerini rahat hissedecekleri siyasi ortamlar arıyorlar.

Böylece bu yazı, Karar Alma Süreçlerinde Katılımcılık ve Oydaşma altbaşlığında topladığımız problematiğin bir parçasını oluştuyor. (bkz. Kolaylaştırıcı ve Verimli Toplantılar)

Sorumuz şu: Belli bir siyasal ortaklaşmayla başlanan toplantılarda genellikle pratik konular konuşulur. Derin, politik bir tartışma açıldığında ise grup ne yapacağını şaşırır ve (kimi zaman bazı katılımcıların pek de ilgilenmedikleri bir konuyla) saatler kaybeder. Grubun şaşkınlığında bir tuhaflık yok. Zamanın daralması ile siyasal ortaklaşmanın güçlendirilmesi arasındaki rezonans geçiştirilecek bir mesele değil. Hem “iş”leri, hem de politik tartışmayı yürütmemizi kolaylaştıracak nasıl yöntemler kullanabiliriz?1


Bir tartışmayı nasıl yapılandırabiliriz?


  1. Yakınlık  (afinite) grupları

Yakınlık (afinite) grupları İngilizce'de “affinity group” olarak geçiyor. Tureng internet sözlüğünde karşılık olarak “ortak bir amaç veya çıkarla bağlanan bir grup insan” denmiş. Yakınlık sözcüğü istediğimiz çağrışımların bir kısmını içermiyor, istemediğimiz başka çağrışımlar içeriyor. Bu sebeple, yoktan sözcük üretmek yerine, afinite sözcüğünü kullanacağız.

Toplantı esnasında (yani toplantıya paralel olarak) veya sonraki bir toplantıya kadar çözümlenmek üzere bir çalışma grubu oluşturulabilir. Örneğin bir öğrenci grubu, başka bir üniversitedeki eylemlerle dayanışma amacıyla bir destek metni yazmaya karar verebilir; bu metin tüm grupça tasarlanmak yerine birkaç kişinin sorumluluğuna devredilebilir.

Afinite grupları oluşturulurken şunlara dikkat edilmesinde fayda var. Öncelikle, afinite gruplarının somut bir işi yerine getirmek üzere ve az kişiden oluşturulmasında fayda vardır. Dolayısıyla yukarıdaki örnekteki gibi bir dayanışma metninin yazımından sorumlu olabilirler, ama örneğin bir siyasal hareketin seçimlerde hangi pozisyonu alacaklarına tek başlarına karar vermezler. İkinci olarak, afinite grubunun çalışacağı konunun “içeriği”nin tüm grup tarafından belirlenmesi gerekebilir. Önceki paragraftaki örneğimize dönersek, destek metninin hangi konulara değinmesi, hangi konuları vurgulaması gerektiğini tüm grubun tartışması ve afinite grubunun bu tartışmalardan süzülen sonucu kaleme alması yararlı olabilir. Üçüncüsü, afinite grupları, buradaki bağlamda, tanımlı bir işi yerine getirmek üzere oluşturulur, iş tamamlandığında ortadan kalkar.

Afinite gruplarının kullanılabileceği örnekleri çoğaltabiliriz: Afiş tasarımı, bir toplantının lojistiği, oluşumun görüşlerinin bir platformda temsil edilmesi, bildiri yazılması, vb.



  1. Tartışma yapılandırma


Şimdi grubun önünde, politik sonuçları bakımından ciddi bir soru olduğunu düşünelim. Bu soru, grubun referandum veya seçim stratejisi olabileceği gibi, bir toplumsal sorunla ilgili nasıl bir tutum alınacağıyla ilgili de olabilir. İlk durumda seçenekler daha keskin olarak ayrıştığı için, uzlaşmadan ziyade ikna ağırlıklı olacaktır. Biz, ara seçeneklerin de olduğu bir örneği tercih edeceğiz. Örneğimiz, kurulması planlanan bir nükleer santralle ilgili görüş oluşturmaya çalışan bir yerel halk örgütlenmesi olsun. Bir toplantıda bu konunun açıldığını ve görüş ayrılıkları olduğunun fark edildiğini varsayalım.


  • Koordinasyon ve Takvimlendirme

Kendimize şu soruyu sorarak başlayabiliriz: Bu tartışmanın geliştirilmesi ve sonuca bağlanmasından kim sorumlu?

Birçok grup buna “Hepimiz.” şeklinde yanıt verir. Sorumluluğu boşluğa devretmek genellikle olumlu sonuç vermeyecektir. Bunun yerine, bir kişinin ya da birkaç kişiden oluşan bir grubun sürecin koordinasyonunu üstlenmesi faydalı olabilir.

Bu koordinasyon ekibinin (bunu da bir çeşit afinite grubu olarak düşünebiliriz) görevleri şunlar olabilir.

Öncelikle grubun ihtiyaçlarını tespit etmeliyiz: Grup üyeleri nükleer santrallerle ilgili temel bilgilere sahip mi? Grup, santral projesiyle ilgili siyasal ve hukuki durumdan haberdar mı?

Karara giden yol haritasını da çizmek işe yarayabilir. Bir yıl sonra ihalesi yapılacak bir santralle ilgili nasıl bir tutum alınacağını bir-iki toplantıda alelacele belirlemeye gerek olmadığı gibi, altı ayı tartışmalarla tüketmemek ve karar alıp harekete geçmek gerekebilir. Bu takvimlendirme, aşağıda işleyeceğimiz adımları da planlayabilir.

  • Görüşleri toplama ve derleme

Tartışmanın açılışının verimli yapılabilmesi için, önyargılar ve retorikten arındırılmış bir şekilde tarafların görüşlerinin tüm grupla paylaşılması işe yarayabilir. Bunun için, konuyla ilgilenen herkesin görüşlerini derlemekte fayda olabilir. Bunun kolay yolları arasında birebir görüşmeler veya yazılı anket hazırlanması sayılabilir.

İlk kalemde akla gelen “Nükleer santrallerle ilgili görüşünüz nedir?” sorusunun yanında “Bölgemizde yapılacak olan nükleer santral projesiyle ilgili görüşünüz nedir?” diye sorulabilir. Kimi üyeler nükleer santrale karşı olmamakla beraber bu projenin koşullarına şiddetle karşı olabilir.

Burada bir uyarıda bulunalım: Herhangi bir görüşe sahip olmamak da önemli bir veridir. Grubun bilimsel ve siyasal hazırlık yapmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu tam da bu “kararsızlar” belirleyecektir.

Anketin veya görüşmenin de içeriği tüm grupça belirlenebilir. Örneğin, bu soruları gören nükleer taraftarı bir grup üyesi, “Bölgemizdeki işsizlik sorununun nasıl çözülebileceğini düşünüyorunuz?” diye bir soru önerebilir. Böylece santral inşaatı ve istihdamla ilgili bir argümanla ilgili görüşler de ilk ankette derlenmiş olur.

Deneyim gösteriyor ki, bu görüşleri bir toplantıda veya bir eposta grubunda toplamak, faydadan çok zarar sağlayabiliyor. Henüz herkesi dinlemeden ateşli bir tartışmaya başlanabiliyor, ya da kişiler diğerlerinin argümanlarına yanıt vermek ihtiyacı hissedebiliyor. Bu sebeple bu “görüş derleme” işini açık değil kapalı olarak yapmak, bu verileri hammade olarak alıp işlemek ve ardından görüşleri kapsamlı bir biçimde sunmak daha olumlu sonuç verebilir.

Son bir not: Görüşleri derlerken, “hisler ve beklentİler”i sormak kimi durumlarda birçok sorunu aynı anda çözebilir. Grup üyeleri tüm bu tartışmadan ne bekliyorlar? Bilgilenmeyi ve bir görüş oluşturmayı isteyenlerin çoğunlukta olduğu bir grubun ihtiyaçları başkadır; illa ki tüm grubu santral yapılmasına karşı olmaya veya taraf olmaya ikna etmeyi hedefleyenlerin yoğun olduğu bir grubun ihtiyaçları başkadır. Biri diğerinden iyidir demiyoruz, sadece bu iki durumda kullanılacak yöntemlerin farklı olması gerektiğine işaret ediyoruz.

  • Küçük grup çalışmaları

Konunun tartışılması oluşumun toplantı maddelerinden biri olabileceği gibi, düzenli toplantıların haricinde yapılacak toplantılara da aktarılabilir. Her durumda, özellikle farklı soruların ve her farklı soruyla ilgili farklı görüşlerin bulunduğu gruplarda, küçük gruplara bölünerek konuyu tartışmak verimi arttırabilir. Bu konuyu Verimli Toplantılar yazımızda detaylıca incelemiştik.

  • İlerleme

Her tartışma ilerler. Önemli olan, grubun bunun farkına varmasıdır. Her tartışma, birçok görüşte oydaşılmasıyla sonuçlanır. Önemli olan, grubunun bunun farkına varmasıdır.

Bir önceki bölümdeki nükleer santral örneğimize dönelim. Oydaşılan konu illa ki “Nükleer santrallere hayır.” olmayabilir. Ancak tüm üyeler “Nükleer santrallerin zararlarıyla ilgili yeterince bilgi sahibi değiliz.” sonucuna varabilirler. Hatta “Aramızda nükleer enerjiye şiddetle karşı olanlar vardır.” cümlesinin dillendirilmesi dahi bir ilerleme sayılabilir. Bazense “Bu nükleer santral ihalesinin usülsüz olduğunu düşünüyoruz.” görüşünde oydaşılırken yine de kampanyanın nükleer enerjiyle ilgili nasıl bir söylem oluşturacağına ayrılıklar olabilir.

Grubun daima göz önünde bulundurması gereken, hangi konularda oydaşmaya varıldığı, hangi konularda ayrışma olduğu vb.nin tespitini yapmaktır. Bu tespit es geçilirse, tartışmayı yapıcı bir yönde ilerletmek çok zorlaşabilir.

Her tartışmada ayrışma olur. Bazen bu ayrışma sürecin devamı için mühim olmayabilir, ama bazen de mühim olabilir. Tartışmayı koordine edenler gözlemledikleri bir ayrışmayı not edebilirler ve çeşitli aralıklarla tartışmanın gidişatına dair kısa bir özeti tüm grupla paylaşabilirler.


  1. Siyasal hesap verebilirliği arttırmak

Uzun tartışmalar sonunda grubumuzun “Nükleer santrallere hayır.” sonucuna vardığını varsayalım. Ayrıca bu sonuçtan hareketle bir yerel kampanya örgütlemeye karar verildiğini varsayalım.

Bu kampanya sürerken gruba yeni katılanlar olacaktır. Bu kişilerin katılma sebepleri nükleer enerjiyle uzaktan yakından alakalı olmayabilir. (Grubun başka bir etkinliği vasıtasıyla gruba dahil olmaya karar vermiş olabilirler. vb.) Bu kişiler de düzenli toplantılarda nükleer karşıtı kampanyayla ilgili tartışmalara katılacaklarına göre, grubun bu yönüne oryante edilmeleri gerekebilir. Bir grubun motivasyonunu en çok düşüren şeylerden biri, yapılmış bir tartışmayı tekrarlamaktır.

Bu sebeple, tartışmaların sonunda “kapsamlı raporlama yapmak” ve “gerekçeli karar almak” işe yarayabilir. Bunun ilk faydası, yeni üyenin, kimi eleştiri ve argümanların yanıtlarını raporlardan öğrenmesidir. Böylece grup kendini tekrar etmek zorunda kalmayacaktır. Ancak, kapsamlı raporlamanın ilk anda akla gelmeyen bir faydası daha vardır. Grup üyelerinin birbirlerini ve kendilerini ikna etmek için haftalarca uğraştıklarını ve saatlerce tartıştıklarını gören bir üye, süreci baltalamaktan imtina edecek ve ciddi şüpheleri varsa bunu toplantı dışında bire bir görüşmelerle tartışmayı tercih edecektir.

Böylece, tartışma sonu raporu yazarken veya alınan bir kararın gerekçesini yazarken, sadece tartışmaya katılanlara gelecekte süreci anımsatmak değil, konuya tamamen yabancı birini de sürece entegre etmek amaçlanmalıdır. Rapor metinleri, “orada olmayan”ları da hedef kitle kabul etmelidir.


Sonuç

Karar alma süreçlerine katılımı arttırmanın yollarından biri, grubun akış hızını kesecek ve enerjisini düşürecek koşullarla yapısal olarak başetmektir. (Bu koşullara “sorun” demiyoruz, çünkü yeni kurulan herhangi bir siyasi oluşumun başına gelebilecek en güzel şey, teorik zenginliği olan bir politik tartışmanın filizlenmesidir. Böyle bir tartışmanın sonuca bağlanması çok uzun sürebilir; ancak süreç genel olarak grup üyelerinin yararına olacaktır.) Bir tartışma veya görüş ayrılığı oluştuğu noktada, yakınlık (afinite) grupları oluşturmak, tartışmayı yapılandırmak, siyasal verimliliği arttırmak veya bunların herhangi bir kombinasyonunu kullanmak, verimden taviz vermeden katılımı arttırmaya yardımcı olabilir.




1 Bu yazının alt problematiği yeni değil, önereceğimiz çözümler de özgün değil. Belki sunumda ve siyasal çerçevelendirmede kısmen özgünlük iddiasında bulunabiliriz.

No comments:

Post a Comment